Salı, Nisan 27

özin ehl-i hakîkat mübtelâ-yı zülf ü hâl etmez

derler ki : bir avcı varmış. keklik avlamak için uçurumun kenarına gitmiş. keklikler birden havalanınca çıkan sesten ürküp uçurumdan düşmüş. ve son anda bir dala tutunmuş hep olur ya. bakmış yardım isteyeceği kimse de yokmuş. ve allahım demiş, bir tek sana güveniyorum nolur bana yardım et. bir ses duymuş sonra, madem sadece bana güveniyorsun tutunduğun o dalı bırakman lazım değil mi. adam bırakmış dalı ve yardım ondan sonra gelmiş.

hikaye biraz atalet ve tevekkül sınırının dışında gibi duruyor ama belki de hal-i pür melalim budur.

ve mohsen namjoo ey sareban (başlık da fuzuli den)

0 yorum: