Pazartesi, Nisan 30

alıntılar 18

jose saramago nun kabil kitabını okudum. bol bol felsefe var bence. kahraman hz.adem'in oğlu kabil, bir tanrısevmez konuşuyor kitapta. okunması gereken kitaplardan bence..

"insanların tarihi tanrıyla anlaşmazlıkların tarihidir,o bizi anlamaz biz de onu anlamayız."

bu da saramago nun determinist oldugunun kanıtı:

 "gelecek önceden yazılıdır, ama biz bütün bunların yazılı olduğu sayfayı okumayı bilmiyoruz"

Pazartesi, Nisan 16

tanımlarım allak bullak 15


kötülük problemi :olası çözümlerinden biri de şudur: sürekli iyiyi yapan biri özgür olamaz. önünde seçenek yoktur çünkü aslında. dolayısıyla tanrı eğer özgür bir canlı yaratmak istediyse kötülük de yaratılmalıydı.

"kötülük yaratılmasaydı özgür olabilir miydik?"

not :ha derseniz ki içinden çıkılmayan bir başka soru biliyorum ben, mesela "gerçekten özgür müyüz?" sorusu, o konu biraz uzun ve ben çok üşengecim. ama beyin bedava. herkes düşünebilir.

Çarşamba, Nisan 11

alıntılar 17

- kalede insanın canı sıkılmıyor mu yüzbaşım?, diye sordu.-
- insan alışıyor, diye yanıtladı ortiz.
 *
 yirmi iki ay, hiçbir yenilik getirmeksizin geçip gitmişti, o ise yaşamın kendisine karşı özel bir hoşgörüsü olmalıymışçasına, bekleyişini kararlı bir biçimde sürdürmüştü. halbuki yirmi iki ay uzundur, bir çok şey olabilir: yirmi iki ay ailelerin kurulması, çocukların doğması hatta konuşmaya başlaması, otların olduğu yerde kocaman bir evin yükselmesi, güzel bir kadının yaşlanıp, artık hiç kimse tarafından arzu edilmez hale gelmesi, bir hastalığın, en uzun hastalıklardan biri dahi olsa, harekete geçmesi, yavaş yavaş bedeni kemirmesi, bir süre duraklayıp iyileşme umudu vermesi, sona daha da derinleşerek yeniden ortaya çıkıp son umutları kemirmesi için yeterlidir; yine de ölünün gömülüp, unutulmasına ve oğlunun yeniden gelmeye başlayıp, akşamları mezarlığın parmakları boyunca saf, temiz kızlarla gezinmesine vakit kalacaktır.

tatar çölü, dino buzzati (kesinlikle okuyun)

Çarşamba, Nisan 4

hayalci 8

- kaçış yolu yoksa, ya da var olan çok karanlıksa, hiçbir şekilde yürüyemiyorsan, koşamıyorsan,hatta nefes alamıyorsan, dedim.
- insan mutsuzluğa mahkumdur, dedi.

Salı, Nisan 3

alıntılar -16-

"insanlar basit ve üstün olarak ikiye ayrılırlar. basit olanlar, yalnızca insan cinsini üretmeye yarayanlardır, diğerleri de yeni bir şey söyleyebilmek isteğiyle doğmuş, üstün insanlardır. toplum muhafazakarlık görevini yerine getirmek için çok kez bu insanları asıp kesiyor ya da her türlü hareket imkanından mahrum ediyor. ama yine aynı toplum, bir nesil sonra bu astığı insanların anıtını dikip, onlara tapıyor... ilk bölüm şimdinin adamıyken, ikinci bölüm hep geleceğin adamıdır. birinciler dünyayı korur ve nüfusu çoğaltırlar. ikincilerse onu hareket ettirir ve asıl amacına doğru yürütürler."

dostoyevski-suç ve ceza