Pazar, Temmuz 21

la tahzen

Ve onların lâkırdıları seni mahzun etmesin. Şüphe yok ki, bütün izzet Allah Teâlâ'nındır. O kemaliyle işiticidir ve bilicidir. (yunus-65)

Pazartesi, Temmuz 15

inziva

1- ramazan huzuruyla birlikte yine geldi. bir de insanlar hayatlarını işlerinden soyutlayabilse..
2- star wars serisi izlendi ve hayıflanıldı , neden daha önce izlenilmemişti diye..
3- güneşli pazartesiler :))(bir film adı aslında ve aşağıda da en can alıcı sahnesinin alıntısı yer almakta.)

- nereye?
- çocuğu yatırmaya.

"karıncayla ağustos böceği"
haydi bakalım.
bir zamanlar, bir karıncayla bir ağustos böceği varmış. karınca çok çalışkanmış ama ağustos böceği tembelin tekiymiş. karınca harıl harıl çalışırken onun bütün yaptığı şarkı söylemek ve uyumakmış.
böyle böyle zaman geçmiş. karınca bütün yaz çalışmış da çalışmış. elinden geldiğince biriktirmiş yiyeceğini ve kış gelince ağustos böceği açlıktan ve soğuktan ölürken karıncanın her şeyi varmış.
şu karınca tam bir piçkurusu.
ağustos böceği karıncanın kapısını çalmış ama karınca ona demiş ki, "ağustos böceği kardeş eğer sen de benim gibi sıkı çalışsaydın böyle aç ve açıkta olmazdın"
ve kapıyı açmadı di mi?
kim yazdı bunu? çünkü mevzunun aslı böyle değil güzelim! bu karınca tam bir yavşak ve spekülasyoncu. ve neden bazılarının ağustos böceği doğduğunu açıklamıyor. çünkü ağustos böceği doğdun mu keyif gıcır demektir. söylemiyor onu tabii.

Perşembe, Mayıs 16

hikaye-le-me 11

soru sormak elzemdi, sorunun olduğu yerde de her daim cevap bulunurdu. ama bu cevap bazen duyulmazdı. nedeni meçhul..yanlışı bilmek, hakikati bilmeye yetmiyordu. çalkalanıyordu, ruhu cevapsız sorular arasında çalkalanıyordu. her soru bir gözyaşına dönüşüyordu. her soru sanki gidip gelmeyen bir melekti. görüyordu, birileri üşüyüp montunu kapatıyordu. görüyordu, üşümeyen sımsıcak bir ruh o bedenden ona gülümsüyordu. montuna sarınan gülümsediğini hatırlamıyordu. bir melek daha gidiyordu ama gelmiyordu.

Pazar, Nisan 21

hayalci 9

- mucize var mıdır, dedim
- olması lazım, dedi..

Pazar, Mart 31

the man from earth(dünyalı)

"inancınızı sarsabilir" iddialı her filmi izleyip, her kitabı okurum. film güzeldi, açıkçası sıkılmadım. lakin şayet saf ve hiçbirşey okumaz biri değilseniz inanç filan sarsmaz rahat olun. velhasıl hikayesinde her şeye rağmen bir sürü boşluk olan film.

--- spoiler ---

temelde alırsak, aslında
isa'nın felsefi öğretisi
ibranice yazılmış bir budizmden farksız

--- spoiler ---

Salı, Mart 5

düştüm

allah'ım
başı sonu olmayan merdivenler hayal ederken
başı sonu görünmeyen boşluklara düştüm

allah'ım
düştüm

açmadım gözlerimi
nerdeyim diye bakmadım
korktum hep alıştığım şeylerden yine
hep çevremdelerdir yine diye

allah'ım
gözümü açtım
kavramlar gördüm nesneler değil

nesneler vardı biliyordum
sadece bilmek istemiyordum
korkularımı hissettim

Cumartesi, Şubat 23

kipsiz zaman teorisi


kipsiz zaman teorisi sağduyuya daha az uygun olmakla birlikte muhtemelen çoğu filozof ve bilimci tarafından tercih edilen teoridir. bu teorinin ana fikri oluş, dallanma ya da geçme gibi şeylerin olmadığı ve zamanı tıpkı uzayı temsil ettiğimiz gibi temsil etmenin bir mahzuru bulunmadığıdır.

nasıl ki new york, londra ve moskova'nun hepsi de mevcutsa ama aynı yerde mevcut değillerse, geçmiş,şimdiki zaman ve geleceğin de hepsi mevcuttur ama aynı zamanda değil.

bu görüşe göre doğumunuz, bu cümleyi okumanız ve ölümünüz gibi olayların hepsi eşit derecede gerçek ve aynı düzeydedir.

kaynak: ntv yayınları, zaman(cep kaynağı)

Cuma, Şubat 15

albert camus, tersi ve yüzü, alay

alay, albert camus'un deneme mi desem, küçük öyküler mi desem, yazarken deneme demeye karar verdim, neyse öyle birşeyi. yaşlanınca insanın başına gelenleri gerçekçi bir şekilde anlatıyor. son iki cümlesi şu: "ölüm herkesin başında ama herkesin ölümü kendine göre. olsun, güneş gene de ısıtıyor kemiklerimizi."

işte bu son iki cümleyi de gerçeğin insanı soğutan tarafında bulduğumu söylemeliyim.

Perşembe, Şubat 14

ikiyüzlüyüm, ikiyüzlüsün, ikiyüzlüyüz

nezaket diye birşey var, sonra sevdiğin insanların sevmediğin huyları var, bir de orhan gencebay vari içinden çıkılamıyorsa, hepsine, sen de haklısın denilen durumlar var ve bunların bütünü beni ikiyüzlü hissettiriyor bazen. bilişsel çelişki imiş sanırım psikoloji dilinde adı. öyle olmasa bile böyle bir sancı var işte.

Cumartesi, Şubat 2

alıntılar-20-

çok yaman adamdı bu. dört dili iyi biliyordu, birçok dili konuşuyordu. aynı zamanda ciğerlerinden hastaydı. bundan başka dört çeşit hastalığı vardı. dört dil biliyordu. kulakları ağır işitiyordu.birkaç dili de konuşuyordu. midesinden şikâyetçiydi. çok okuyordu. nefes darlığı çekiyordu. bana çok şey öğretmişti. hastalık ve bilgi arasındaki bu doğru orantıyı da ondan öğrenmiştim.

(oğuz atay-tehlikeli oyunlar)

Pazartesi, Ocak 28

kierkegaardcı irrasyonalizm

kierkegaard dini inançları irrasyonel yani akıl dışı olarak görür. akıl dışılıktan kasıt tanrı inancının rasyonel olarak kavranamayacağıdır. kierkegaard bir taraftan gerçekliği öznel olarak nitelemiş, bir taraftan da metafiziğin nesnel olmadığını göstermeye çalışmıştır. kierkegaard’a göre aklın yapması gereken tanrıyı tam olarak kavramadığı için sadece iman etmektir.. kimi yazarlar ise kierkegaard’ın söylemlerini irrasyonel bulmayıp, onun farklı bir rasyonellik anlayışı olduğunu söylemişlerdir. bu yazarlardan ikisi m.g.piety ve c.s.evans’tır.

Çarşamba, Ocak 23

güzel şarkılar 16

çok güzel şarkı

how can i tell you that i love you, i love you
but i can't think of right words to say
i long to tell you that i'm always thinking of you
i'm always thinking of you, but my words
just blow away, just blow away
it always ends up to one thing, honey
and i can't think of right words to say

wherever i am girl, i'm always walking with you
i'm always walking with you, but i look and you're not there
whoever i'm with, i'm always, always talking to you
i'm always talking to you, and i'm sad that
you can't hear, sad that you can't hear
it always ends up to one thing, honey,
when i look and you're not there

i need to know you, need to feel my arms around you
feel my arms around you, like a sea around a shore
and -- each night and day i pray, in hope
that i might find you, in hope that i might
find you, because heart's can do no more
it always ends up to one thing honey, still i kneel upon the floor

how can i tell you that i love you, i love you
but i can't think of right words to say
i long to tell you that i'm always thinking of you
i'm always thinking of you....
it always ends up to one thing honey
and i can't think of right words to say

Pazar, Ocak 20

film listesi

izleyip sevdiğim filmlerin -eksik ve kısa olacak olsa da-  bir listesini yapayım dedim ancak sanırım bu liste kitaplar için mümkün olmaz. tavsiye filmler de diyebiliriz.

-aşk ve ölüm, woody allen
-into the wild, sean penn
-solaris, andrey tarkovski
- pan'ın labirenti, guillermo del toro
- milyoner(slumdo millionare), danny boyle
- sihirbaz, neil burger
- charlie'nin çikolata fabrikası, tim burton
- 3 dangalak(3 idiots), rajkumar hirani
- kim'in adası, hae-jun lee
- bab'aziz, nacer khemir
- kış ışığı, ingmar bergman
- dövüş kulübü, david fincher
- forrest gump, robert zemeckis
- donnie darko, richard kelly
- v for vendetta, james mcteigue
- amelie, jean-pierre jeunet
- truman show, peter weir
- zelig, woody allen
- söğüt ağacı, cennetin çocukları, baran, cennetin rengi, mecid mecidi
- arkadaşımın evi nerede, abbas kiyarüstemi
- düşüş, tarsem singh
- mary ve max, adam elliot
- bal, semih kaplanoğlu, (seri ama bunu yazdım)
- buz devri ve yüzüklerin efendisi serilerini atlamak olmaz tabi.

Salı, Ocak 15

se7en

bu kadar çok övüldüğü için ve buna rağmen çok geç izlediğim için bana biraz hayal kırıklığı yaşatan film. evet güzel film ama defalarca izlenesi, her izleyişte ayrı bir tat bulunabilecek filmlerden mi, bu bir soru işareti.

film aslında john doe'ya bir karizma katarak ilerliyor, adam günahkarları günahları üzerinden öldürüyor. ve soğukkanlı. ama sonra bu çizilen karakter profiline uymayan şeyler yaptırıyorlar adama. kurguya iyi başlayıp sonra toparlayamıyorlar aslında ama çaktırmamak için iyi bir son yeterli.

iyi konu, iyi oyuncular eyvallah ama izledim ve tükettim.

Perşembe, Ocak 3

sabah şiiri

"biraz bahar gerekiyor allahım ben hiç iyi değilim
biraz çağla birkaç erguvan gerekiyor
ahmet hamdi tanpınar biraz da zarifoğlunun geç dönemleri
sağcılık gerekiyor biraz, biraz isyan, biraz unutuş

hem toz olurum istesem hem korkarım gitmekten
karakoncolos bahtım şikayetçidir benden
yordum seni ey yeşil gözlü şair ama gene de korudum
seni koruyunca ben baharı kaybettim

ben baharı kaybettim
benimle birlikte başladı gocuk giyme modası
anlamadım sere serpe anlamadım nasıl sevilir
anlamadım yaşamak nasıl böyle kuzguni
uzun etekler balıkçı yakalar elhasıl kış mevsimi
bu yüzden anlamadım bürümcük nedir
ama şimdi bahar gerekiyor allahım ben hiç iyi değilim
bahar gelince saatlerin ileri alınması gerekiyor
sahilde ellerinden tutulması gerekiyor çok uzun saçlı çok esmer kızların

şırfıntı, sırnaşık bir şeydir bahar belki bilmezsiniz
patronların ağzında bir şakaya dönüşür
bahar en çok içimizin devasa yoksulluğuna yaraşır
ütüsüz pantolonlarımıza, üstten açık iki düğmemize
biber kızartan annemize, iş işleyen kardeşimize

ben bu şiiri bu baharda bitirirsem bahse girerim
bir mavisine bir de gazozuna bahse girerim
sigarayı bırakırım sekiz saat uyumaya başlarım
ben bu şiiri bu baharda bitirirsem dilim çözülür zihnim açılır

hem bahar gelsin diye ihanet ettim musaya
bunun için atıldım senatodan, balıklı havuzlara altın saçtım
el hakü müttekasürü ezberledim hallaçla asılmadan hemen önce
biraz bahar gerekiyor diye başlayan bir şiir yazdım

galiba ben hiç iyi değilim"

ismail kılıçarslan