bir varmış bir yokmuş
küçük bir kız varmış
insanlar gelirlermiş giderlermiş o hep ayaklarının bastıgı yerde durup denizi seyretmeye çalışırmış
bir sürü laflar edermiş sonra bakınırmış etrafına
kimseden bir tepki gelmezmiş , şaşırırmış
bi gün güneş duymuş onu
neden kimseden tepki gelmiyor biliyor musun demiş kıza
sesli konuşmuyorsun ki insanlar içinden konuşmaz, seni kimse duymuyor demiş
kız o kadar alışmışmış ki güneş demese gerçekten susarak konuşmaya çalıştıgını farketmeyecekmiş
iyi ama demiş kız sen nasıl duydun beni
benim ay gelmeden saklanmam gerek deyip birden kaybolmuş güneş
sonra gece bitmiş güneş görünmüş, kız konuşmuş konuşmuş cevap vermemiş kimse
gece olmuş tekrar
uyumaya çalışırken birden ben geldim demiş biri kulagına fısıltıyla
bi bakmış ay
bir kere gücün yetti diye her seferinde gücün yetip de sesini duyurabileceğini düşünme diye uyarmış onu ay
mesela ben demiş
konuşandan çok susarak konuşmaya çalışanlara şahitim ama
her defasında herkesi duymam mümkün değil demiş, seni de her seferinde birileri duymayacak
insanlar gelip gitmeye devam ederken
o hep aynı yerden yine konuşarak denizi seyretmeye devam etmiş
çünkü ruh demiş kendi kendine
huzurluysa ve huzuru kendine birşey kazandırıp kaybettirmese bile
gözlerini kapatmış
çünkü ruh huzurluysa ve huzuru kendine birşey kazandırıp kaybettirmese bile bastıgı yere basmak ve baktıgı yere bakmak güzelmiş
gözlerini açmış
güneş denizle konuşuyormuş, insanlar insanlarla görmüş
ama duymuş da
bişeyler diyip sözlerine karışacak olmuş
ne fark ederki demiş içinden bir ses
gökten üç elma düşmüş
ip atlayan üç kıza vermiş elmaları
sonra uyumuş
rüyasında dünyada değilmiş ve birbirinden aslında hiç saklanmayan güneşi ve ayı yanyana görmüş, ve yıldızlar ve yıldızlar, bir sürü...
Cumartesi, Haziran 5
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder