kimliğimi ben kendi içimde kaybettim. hapsoldum dediğim yerde özgürlüğün farklı bir tanımına şahit oldum. elim bambaşka pencereler açtı. içimdi, pencerelerin perdelerini sıyıran. yalnızlık benim diğer yanım. bu konuda ne bir yanılgıyı kabul ederim, ne de yalnızlığım bir siteme tahammül eder. evet, gereğinden fazla sustum adaletsizliklere, tahammül ettikçe mahkum oldum. derdim anlatılacak şeyleri anlatamama cesaretsizliği olmadı ama, anlatılacak şeyleri anlayabilecek olanları bulamadım kendimce.. benim yol almam yetmiyordu ki, ilerlemek için,"biz" birlikte yol almalıydık. peki nasıl anlatabilirim, sizi beklerken bütün yollardan kovuldugumu , kendimi en baştan toparlayıp, o hıza nasıl erişebilirim?.
söylendiğinde bile susulan şeyler olabilir derdi bana ara sıra yanıma uğrayan derviş. çünkü bazen söylenen şeylerin anlamı dinleyen insanlar adedince oluyormuş .sessizliğin bir erdem olup olmadıgını düşündüm. .
bir oyun oynuyormuşuz gibi geliyor bazen. hatta gibisi fazla oyun oynuyoruz hep birlikte. herkes bunun farkında ama bir sırmış gibi kimse karşıdakine farkındalığını hissettirmek istemiyor.
bir ses "uyan!" dese de kurtulsam bu oyundan diye düşünürken, derviş geliyor yine ve sağ yanımda duruyor.
-uyan mı? uykuda değil oyundasın. diyen ben olmayacağım ama sen "dinlen" diyen sesi bekle!!
Salı, Mayıs 12
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder