Salı, Şubat 3

Dünyaya Bırakılan Notlar -II-


I-
Sık sık fırtınaya yakalanan bir deniz, gönlüm. Gözlerimi kapatıp seyrediyorum hayatı. Görmediklerimle gördüklerime anlamlar veriyorum. Her şey olmak istediği köşeye koşuyor aklımda, kimisi saklanıyor. Ben hepsine yol göstermeye çalıştığımı sanarken, hepsinin bana kendi yolunu işaret ettiğini anlıyorum. Evime gelen misafir gibi ağırlamak lazım onları. Hiçbirini anlamı dışında konuşmamak, hissetmemek lazım. Ve insanı görüyorum, ordan oraya koşturuyor. En çok o yoruluyor. İnsanı görüyorum; sık sık fırtınaya yakalanan bir deniz, gönlü.


-II-
Hayalleri ertelemek zorunda olmanın hayal kırıklığı ve zihne, kalbe bulaşan bir bekleme kırılganlığı var hep. Şimdi'nin ipini bulup ucundan çektiğinde onlarca yük düşüyor üzerine insanın. O da kolayı seçiyor. Kaçıyor, sonra gelir yine çekerim diyerek. Zoru kolaylaştıracak kim peki diye düşünmüyor, düşünmüyoruz ve hatta düşünmüyoum galiba. Dua dilimde ama, ellerim ve ayaklarım onun hizmetine koşuyor mu?

Ah acziyet ya da tembellik!

Ah ikisi arasındaki ince sınır!


-III-
En fazla da hayatı anlamak için çabalıyorum. Anladıkça gözlerimin önünde kendime doğru bir yol akıyor. Sonra kendimden "O"na bir yol buluyorum. Ve bunun adına huzur diyorum.


-IV-
Sevmeler arasındaki fark düşüyor beynimin kıvrımlarına.

Ah hevesin kapısı!

Ah insanları kavramların anlamları arasında gezintiye çıkaran duygular.

Ah yalnızlık!


-V-
Hani hep deriz ya; insanın bir maddi bir de manevi yönü var diye. Biri beden ,diğeri ruhtur. Beden olmak zorunda olduğu yerde yaşar. Bir boyutunda zaman,bir boyutunda mekan ve o her ikisine de dahil olmak zorundadır. Ruhun yaşadığı yer çok farklıdır. Bir masal alemi gibi. Hani insanın bir kendisi, bir de olmak istediği insan vardır ya. (Yanlış anlaşılmasın, maddi anlamda popüler kültür simalarından bahsetmiyorum. ) Mesela daha az öfkeli olmak ister bazen. İşte bedenle ruh arasında o tür bir ilişki var gibi geliyor bana.İnsanın ölümü nasıl ruhun bedenden ayrılması ile açıklanıyorsa, olmak istediği insanla, olduğu arasındaki fark arttırkça şiddetli bir ayrılık(ölüm) azabı çekiyor.


-VI-
ve sabır

olmasaydı

yeryüzünde

bir gün

kalınabilir miydi?


*İlhami Çiçek


0 yorum: