Çarşamba, Aralık 3

hz muhammed

en başta emin olması sebebiyle peygamberliği şüphe götürmeyen insan,kul.hele bu çağda,bu insanların güven bunalımında onu düşündüm.hayatı boyunca hiçkimseyi hayal kırıklığına uğratmadığını.kim dost bildiyse onu,iyi ve kötü anlarında her daim yanlarında oldu.kim birşey emanet ettiyse, onu kendi malı gibi sakladı.işte o yüzden çok sevildi ve çevresinde onun getirdiği dine inanan bir sürü insan bulabildi.normalde o şartlar altında dediği şeyler mantıksız,hatta haşa deli saçması görülebilirdi.ama cebraili ilk gördüğünde ve bunu eşi hz.hatice'ye anlattığında,nasıl bir sevgi ve güven oluşturmuştu ki,hiç tereddüt etmedi hz.hatice inanmakta.

mirac olayını anlattığında,dediklerini mantıksız(!) bulanlar hz.ebu bekir'e koştular."dostun böyle diyor senin"dediler.çok düşündüm.uzun uzun kafamı yordum.belki hakiki dostluktan dem vuran ben bile öyle bir durumda en iyi ihtimalle "o,böyle birşey söylememiştir."derdim.ama nasıl bir güven vermişti ki bu cümleyle dahi onu savunabilecekken hz.ebu bekir:"o söylüyorsa doğrudur."diyordu.

hicret vakti onun öldürülmeye geleceğini bile bile,onun yerine yatan hz.ali idi.o da ondan fazlasıyla emindi.kafirler bile emindi ondan.güvenilirdi.bir insan nasıl olur da diyorum hiçbir insanın sevgisini,güvenini boşa çıkaracak birşey yapmaz bir ömür boyu?ama o öyle bir insandı.ve bir kez daha iyi anlıyorum,neden müslümanı tarif ederken,"müslüman elinden ve dilinden insanların emin olduğu kimsedir."dediğini.iyilik yoluna baş koydum ben,her ne olursa olsun benden size zarar gelmez diyebilmek insanlara.ama söz ile değil eylem ile.marifet...

http://www.itusozluk.com/goster.php/@2707011

0 yorum: