çok geç kaldım ama nihayet izledim. huzur...
"imanı olan kişi asla kaybolmaz, küçük meleğim. huzur içinde olan kişi yolunu kaybetmez."
Çarşamba, Aralık 29
Pazartesi, Aralık 27
Cumartesi, Aralık 25
soru + çözüm= !
soru sormayı unutmuş insanlardan değilsek bu bir şükür sebebidir. şükür ki sorularımız var. öyleyse çözümlerimiz de vardır. çözümlerimizin uygulanabilirliğinin zorluğu karşısında karamsarlığa kapılmamız da doğaldır. galiba şimdilik soru sorabildiğimiz ve çözüm üretebildiğimiz için şükretmemiz gerekiyor, uygulanabilirlik boyutuna takıldığımızda (ki bu uygulanabilirlik bir sürü şartların biraraya gelmesini gerektirir genelde) anlamak adına iyi şeyler olurken, içselleştirmek adına kötü şeyler oluyor.
Pazartesi, Aralık 13
tanımlarım allak bullak 10
şair : olmak o kadar kolay değildir, bu bir. kitapyurdunda çok satan şiir kitaplarına bakıyordum. kahraman tazeoğlu ve ahmet selçuk ilkana takılıp kaldım.
insan olgunlaştıkça beğenileri de olgunlaşır muhakkak. hepimiz ilkokulda, ortaokulda, aboneyim abone biletleri cebimde diyen insanlardık. sonra başka başka derin anlamlı sözler içeren şarkılar dinlemeye başladık. biz türkler duygusal insanlarız dörtte üçümüz şairdir gibi ırksal genelleme ve söylemlerden uzak durarak belirtirim ki, çoğu kişi yeni hislerle karşılaştığında ucundan kıyısından şiir okumuşluğu da varsa birşeyler karalamıştır hayatında. bu karalamaların durma noktası neresidir, işte beğenilerin olgunlaştığı yerdir. ahmet selçuk ilkan okurken yazdıklarınız sizin de bir şair olabileceğiniz hissi verir, ama bununla yetinmeyip daha çok şiir okumaya kalktığınızda ve bir ismet özel, sezai karakoç'a geldiğinizde toslarsınız. (cemal süreya, turgut uyar da ekleyeyim de siyasi açılım yapayım.) toslamayıp hala ben şair adamım diyorsanız iki ihtimal vardır. ya yalancısınızdır, ya da haddini bilmez. ama değil hakkaniyetli biriyseniz, ya kalemi bırakırsınız, ya da daha çok yolum var bilincine varmış olarak yolunuza devam edersiniz.
yani özetle şairim demeyi bırakmak için olduğu kadar, kim gerçekten iyi bir şairdir bilebilmek için bile kitapyurdu.com'a göre daha yolumuz var.
mutluluk : immanuel kant şöyle bir esaslı soru sormuştur zamanında; "insanlar ahlaklı ve bilge kılınmadan nasıl mutlu edilebilirler?". belli ki edilemezler cevabını duyabilmek için sorulmuş bir sorudur bu. burdan da diyoruz ki, ahlaklı ve bilge olunmadan mutlu olunabilmez. bilge ise biraz da, dünyayı olduğu gibi anlama becerisine sahip olmakla beraber nesnelere kendini kaptırmayan, bittabi ki dünyaya da kendini koşullandırmayandır herhal.
insan olgunlaştıkça beğenileri de olgunlaşır muhakkak. hepimiz ilkokulda, ortaokulda, aboneyim abone biletleri cebimde diyen insanlardık. sonra başka başka derin anlamlı sözler içeren şarkılar dinlemeye başladık. biz türkler duygusal insanlarız dörtte üçümüz şairdir gibi ırksal genelleme ve söylemlerden uzak durarak belirtirim ki, çoğu kişi yeni hislerle karşılaştığında ucundan kıyısından şiir okumuşluğu da varsa birşeyler karalamıştır hayatında. bu karalamaların durma noktası neresidir, işte beğenilerin olgunlaştığı yerdir. ahmet selçuk ilkan okurken yazdıklarınız sizin de bir şair olabileceğiniz hissi verir, ama bununla yetinmeyip daha çok şiir okumaya kalktığınızda ve bir ismet özel, sezai karakoç'a geldiğinizde toslarsınız. (cemal süreya, turgut uyar da ekleyeyim de siyasi açılım yapayım.) toslamayıp hala ben şair adamım diyorsanız iki ihtimal vardır. ya yalancısınızdır, ya da haddini bilmez. ama değil hakkaniyetli biriyseniz, ya kalemi bırakırsınız, ya da daha çok yolum var bilincine varmış olarak yolunuza devam edersiniz.
yani özetle şairim demeyi bırakmak için olduğu kadar, kim gerçekten iyi bir şairdir bilebilmek için bile kitapyurdu.com'a göre daha yolumuz var.
mutluluk : immanuel kant şöyle bir esaslı soru sormuştur zamanında; "insanlar ahlaklı ve bilge kılınmadan nasıl mutlu edilebilirler?". belli ki edilemezler cevabını duyabilmek için sorulmuş bir sorudur bu. burdan da diyoruz ki, ahlaklı ve bilge olunmadan mutlu olunabilmez. bilge ise biraz da, dünyayı olduğu gibi anlama becerisine sahip olmakla beraber nesnelere kendini kaptırmayan, bittabi ki dünyaya da kendini koşullandırmayandır herhal.
Cumartesi, Aralık 11
hayalci 1
- huzur nedir?, dedim.
- soyutlanmak, soyutlandığın andaki keşiflerini de somutlaştırabilmektir, dedi.
- soyutlanmak, soyutlandığın andaki keşiflerini de somutlaştırabilmektir, dedi.
Cuma, Aralık 10
alıntılar -6-
1- "dağlar gözden uzakta olduklarında siyah görünürler. oysa onlar gerçekte duyularımızın algıladığından farklı renktedir. ve bu olayın tek nedeni uzaklıktır. aynı şey göğün mavi görünmesi için de geçerlidir. gerçekten de ışıklı olmayan herhangi bir cisim, gözle o şey arasında büyük bir uzaklık bulunduğu zaman duyularımızda aynı etkiyi uyandırır. bu hal, mümkün olan şeyin modelleri için de gerçektir. onlar da kendinden ışıklı değillerdir, çünkü yok hükmündedirler.bunlar, ezeli bilinçte ilahi sebata sahiptirler. ayrıca ışıklı olsalar bile nesneler uzaklaştıkça küçülür. bu da uzaklığın algı üzerindeki bir başka etkisidir. gerçekte onlar göründüklerinden çok daha büyüktür. güneşle arz gibi...alem tıpkı gölgenin algılanması düzeyinde bilinir ve sırf gölgesine bakılmakla bir kimse ne denli meçhul kalırsa, Hakk da sadece aleme bakılmaklar o oranda meçhul kalır."
sadık yalsızuçanlar- gezgin
2- "beri bak, şu gözlerimin elli sekiz yıldır gördüklerini oturup kâğıda dökecek olsam, senin o torban gibi bin tanesi almaz. haydi, gitmediğim bir ülke adı söyle bakayım. hiç yorulma, söyleyemezsin. gördüğüm nice ülkelerin adını bile işitmemişsindir sen. işte, hayat diye ben böylesine derim. durmadan gideceksin. ne varsa bundadır. bir yerde uzun süre kalma. niye kalasın ki? geceyle gündüz nasıl birbirlerini kovalayarak dünyanın çevresinde dolaşıyorlarsa; sen de hayattan soğumamak istiyorsan, düşüncelerini onun üzerinde toplamaktan kaçın. hayat üzerine düşünmeye başladın mı, bil ki soğursun ondan... her zaman böyle olur bu."
makar çudra - maksim gorki
sadık yalsızuçanlar- gezgin
2- "beri bak, şu gözlerimin elli sekiz yıldır gördüklerini oturup kâğıda dökecek olsam, senin o torban gibi bin tanesi almaz. haydi, gitmediğim bir ülke adı söyle bakayım. hiç yorulma, söyleyemezsin. gördüğüm nice ülkelerin adını bile işitmemişsindir sen. işte, hayat diye ben böylesine derim. durmadan gideceksin. ne varsa bundadır. bir yerde uzun süre kalma. niye kalasın ki? geceyle gündüz nasıl birbirlerini kovalayarak dünyanın çevresinde dolaşıyorlarsa; sen de hayattan soğumamak istiyorsan, düşüncelerini onun üzerinde toplamaktan kaçın. hayat üzerine düşünmeye başladın mı, bil ki soğursun ondan... her zaman böyle olur bu."
makar çudra - maksim gorki
Çarşamba, Aralık 8
düşünen blog 2 yaşında!
yine aynı şeyi yaptım. aslında çok da önemli mi, değil ama yine de belirtesim geliyor nedense. geçen sene 5 gün gecikmeli yapmıştım, bu sene 8 gün olmuş, insanın kendi doğum gününü unutması gibi bişey :p doğum günlerini unutma konusundaki becerim de tescillenmiş oluyor hem :)
Pazar, Aralık 5
kum tanesi
allah'ım
kum tanesiydi insanlar
insandı melekler
ben sonsuz gibi görünen
bir boşluktaydım
allah'ım
ağlıyordum
kum tanesiydi insanlar
insandı melekler
ben sonsuz gibi görünen
bir boşluktaydım
allah'ım
ağlıyordum
Çarşamba, Aralık 1
karamsarlık
1- tabiatı sevme ve onunla tamamlanma kabiliyetiyle doğmuşken, bir anda keşfetmişiz tabiata hükmetme kabiliyetimizi. bu başka bir sonun başlangıcı olmuş.
2- boş tarafı daha güzeldir bardağın. yine oysa ve yine illa 'tamamlanmalısın' demek ilk başta 'eksiksin' demektir.
3- kendini tanımak, eksikliğini bilinç gözüyle görmektir.
4- acaba diyorum bir insanın içinde sakladığı şeylerin çokluğu, onun riyakarlıktan uzaklığının mesafesiyle mi orantılıdır. yani sesli de söylenebilecek birşeyi içinden söylüyorsan biraz daha fazla anlarsın kendini.
5- pan'ın labirenti güzel film. hep derim masallar gerçeklerden daha anlamlıdır.
6- karamsar olmak kötü birşey değildir. karamsarlık insana lazım olan hüznü diri tutar. lakin umutsuzlukta bir tehlike var. dengeyi kuramadığı nokta insanın kendini kanattığı noktadır.
2- boş tarafı daha güzeldir bardağın. yine oysa ve yine illa 'tamamlanmalısın' demek ilk başta 'eksiksin' demektir.
3- kendini tanımak, eksikliğini bilinç gözüyle görmektir.
4- acaba diyorum bir insanın içinde sakladığı şeylerin çokluğu, onun riyakarlıktan uzaklığının mesafesiyle mi orantılıdır. yani sesli de söylenebilecek birşeyi içinden söylüyorsan biraz daha fazla anlarsın kendini.
5- pan'ın labirenti güzel film. hep derim masallar gerçeklerden daha anlamlıdır.
6- karamsar olmak kötü birşey değildir. karamsarlık insana lazım olan hüznü diri tutar. lakin umutsuzlukta bir tehlike var. dengeyi kuramadığı nokta insanın kendini kanattığı noktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)