Çarşamba, Aralık 30

hayal 2

-yalnızlık, çaresizlik ve hayal kurma konusunda çokça yanılıyorlar. çünkü hep bir yerlerde daha yalnızları, daha çaresizleri ve sadece hayal adı verilebilecek şeylerden düşünenler var, dedim.
-muhakkak,dedi.
kabullenmesine şaşırdım.

Pazartesi, Aralık 28

hayal 1

- anlamak, bilmekten sonradır. susmak da anlamaktan sonra, dedim.
- peki "bildiğin halde susmak" nedir,dedi.
sustum.

Çarşamba, Aralık 23

ve karınca kolay bir cinayettir her insan için

1-mesala aramak var
1-durmak koşmak yürümek olduğu kadar
2-sen dururken kalbin koşuyorsa
2-ya da sen koşarken kalbin duruyorsa
2-fiziğe ters düşersin amenna.
3-ama dünya hem en alçak yer
3-hem ahiret tarlası
4-böyleyse
4-ve yollar uzanıyorsa önünde
4-hiç birini tercih etmemen
4-kararsızlık değil
4-birinci anlamıyla dünyayı tercih etmemendir
5-ve fizikle kavgalı olabilirsin
5-çünkü "bu lanet dünyanın gerçekleri varsa bizim de hayallerimiz var."*

*dücane cündioğlu

bir de şöyle bir şey var:
"dikkat edin: insanlar başkasına verebilecekleri bir şeyi elde etmeye çabalamaktan günden güne uzaklaşıyor. edinilmeye çabalanan şey bencilce muhafaza edilebilecek türden. ismet özel."
başlık ibrahim tenekeciden.

23 aralık 2009 [şu undefined olayını çözemedim de hala :)]

Cumartesi, Aralık 19

yine yeniden ve hep aynı yer

1- nefes alıp vermek çok yorucu olabiliyor bazen.
1- tamam kul olmak, tamam kul olmak.
1- neresi dünya?
1- imkansız diye bir anlam olmasaydı keşke.
1- kapalı (hayat).
0- hiç.

Pazartesi, Aralık 14

kıskandım da ne oldu hayattan kendimi

1-geçtiğimiz günlerden birinde, evvel zaman içinde yani, beni uzun zamandır tanıyan bir arkadaşıma, beni uzun zamandır tanımayan biri benden için, "çok sessiz ve çekingen duruyor." demiş. arkadaşım da "yoo, öyle değildir." demiş. üstelik ikisi de haklı...
2- leyla mecnuna gidince mecnun,"sen leyla isen, peki bu benim içimdeki kim" demiş. çok fazla haklı...
3- hz.musa “rabbim! bana göndereceğin her hayra muhtacım” demiş. en fazla haklı...
4- başlığı da ibrahim tenekeci demiş. o da haklılardan.

Pazar, Aralık 6

birinci yıl -gecikmeli-

üstünden beş gün geçmiş ben bile yeni fark ettim, ortaokulda günlük yazardım. çok uzun seneler yazmaya devam ettim ve günlüğümü ilk yazmaya başladığım günü hiç unutmazdım o zamanlar. kendime bir sözüm var belki bir gün yeniden başlarım diye ama neyse.. neyin üstünden beş gün geçtiğine gelince, blog açılalı bir yıl beş gün olmuş.
zaman ve ben hep ters köşe...

Cumartesi, Aralık 5

uçsam

hayal kurmayı seven çoğu insan hissediyor herhalde. dünyaya sanki dünyanın dışından bakıyormuş gibi seyrettiğimizde, bana sıkışık gelen şeylerin bazılarına çok geniş olduğunu görüyorum hayretle. bütün hislerinde coşkuyu yaşayanlar var. daha düzgün anlatacak olursam, mesela bana niye birçok şey önemsiz geliyor anlayamamışımdır. örneğin birşey yapılacaktır, herkes fikrini söyler, hayat için detay birşeydir bu, ya da bana çoğu şey detay geliyor neyse, insanların kendi fikirlerine bu kadar coşkuyla bağlanmasını şaşkınlıkla izlerim. bana çok önemsiz gelir, detaydır çünkü ve salarım bu durumda, karşıdakilerin dediğini yaparım, eğer onlar için önemliyse onların dediği olmalı tabi ki, derim.

bir gün daha bitti...