Çarşamba, Kasım 25

bir gamzelik rüzgar yetecek

1- doğru karar, karar verenin çıkarlarını korur.erdem bir yanlışlıktır. (zannedersem nihat dağlının bir kitabında okumuştum bu sözü ama o da alıntılamıştı bir yerden, kim olduğunu hatırlamıyorum, bilen varsa söyleyebilir.)
2-sorumluluk alma ve doğru insan olma arzumuz ne kadar fazla olursa o oranda yıpranırız. ama biz yine de o arzuyu büyütelim içimizde.
3-insan ne ararsa arasın bir şeyler bulduğunda onu kendine kattığından,her bulduğu kendini tanıma ve anlama yolunda bir adımdır.o yüzden neyi ararsak arayalım bulduğumuzda hem aradığımızı hem kendimizi,bulamadığımızda ise kendimizi bulmuş oluruz.
4-muttakiler, bollukta da darlıkta da veren, öfkelerine hakim olan ve insanların kusurlarını bağışlayanlardır.(Âl-i imrân / 134)
5- henüz vakti gelmedi ama şimdiden kurban bayramımız mübarek olsun.

not : başlık ömer lütfi mete'den..rahmetle..

Pazar, Kasım 22

durduk ve yenilgiden umutlandık

bazen bir benzer ararsın, sebep olsun diye değil sebepsizliğe kanıt olsun diye, yani herkesin hayatında vardır, bir gün bir yağmur yağar ve herkes ıslanır, durup göğe bakarsın sen, durup göğe bakmak...

sebep var sebepsizlik de var, bütün kavramların, nesnelerin veya başka başka anlamı olan kelimelerin elini uzattığında onu tutup tamamlayacak olan kavramı , nesnesi veya başka başka anlamı olan kelimeleri vardır. sebep ve sebepsizlik gibi...

bizim de vardır inşallah...

not : başlık turgut uyarın şiirinden alınma

Salı, Kasım 17

sevgi ehli,sessizlik, bir mumun aydınlığı ve kalp

1- sevgi ehli bencillikten uzaktır.
2- sen anlat denmedikçe anlatmıyorum, üstelik anlatamamak içimde de yer etmiyor.
3- ama neyi ve nasıl anlatmamak, bu sefer anlam anlam doğurmasın lütfen.
4- anlatmak için anlamak lazım, yeterli değil belki...
5-içinde kendinle paylaştığın şeylerin olması güzel şey yine de.
6- kendinin değil ama başkalarının bencilliğine müsaade edebilirsin çünkü fark etmenin zamanı vardır.

Çarşamba, Kasım 11

çocukken daha çok mutlu olurdum

bir keresinde köye gitmiştik, köyde de amcamlarla pikniğe. çocuktum o zaman annemgil yiyecekleri hazırlarken biz de biraz uzakta oyun oynuyorduk. oyun oynadığımız yerin yanında nohut tarlası vardı. ben yeşil nohutu çok fazla severim. gözümüz düşmüştü. amcamın çocukları koparıp koparıp yemişlerdi. ben de sahibinin haberi yok diye tutmuştum kendimi ama çok zor tutmuştum. çok canım çekmişti. sonra oyun vs . bitti ve gitme vakti geldi, tam o ara bir adam geldi yanımıza, babamgille ayak üstü sohbet etmeye başladılar, o gördüğümüz nohut tarlasının sahibi çıktı adam, babam da benim nohutu çok sevdiğimi söyledi, ve adam gidip bana bir sürü , ye ye bitmez derecesinde nohut toplayıp getirmişti, amcamın çocukları da daha önceden doyunca yedikleri için hepsi bana kalmıştı..

Cuma, Kasım 6

bir ışık olmalı

bir ışık olmalı
insan genişlemek için karanlık
yutmak zorunda olmamalı
aslında genişlerken binlerce ışığı
kapsayabildiğinin farkına varmalı

bir ışık olmalı
elimde değilin elini
gelip boşluktan tutmalı
ağlamak için titreyen bir bedenle
başa çıkılmalı
ve elimde değilin eli
leylayı öldürmemeli
havvayı da, ayşeyi de, rüyayı da
ve hatice ve züleyha
aklımı size emanet edebilseydim

bir ışık olmalı diyordum
soğuduğunda ısıtan
yani mesela "elif, leylayı öldürme" deniyorsa
gece gündüz dua etmeli leyla ölmesin diye
bir yürek vurgunu olabilir leyla diyene
leylayı cinderellavari kim tarif etti bilmiyorum

bir ışık olmalı
elimde değilin elini de leylayı da
ve havva ve züleyha ve hatice
hatta ayşe
biraz da rüya
aklımı hissetmiyorum

en son bir ışık olmalı diyordum ya
doğduğumdan beri
ki fark etmez kaç yaşında olduğum
yüz, bin hatta on bile olsa fark etmez
hep bir yerlerde barış derken
savaşı kasteden insanlar var
ve dağına göre kar olmalı diyenler
oysa kar yağdı mı dağ da beyazdır
tepe de, çukur da
ve dağda tepeden daha çok kar olması
karın dağı sevmesinden çok
dağın karı sevmesiyle alakalıdır

bir ışık olsaydı
elimde değilin eli
o ışıkla görebilseydim seni

Pazartesi, Kasım 2

zıtlıklar alemi

galiba evrende şöyle bir düzen var, tam olan bir şey iki zıttın birleşmesinden oluşuyor, ve onu anlatmak istediğinde hem dediğin hem de istemeden dediğinin zıttı anlama katılıyor, ona da görecelilik diyoruz, belki.. şimdi öyle düşündüm yani..bu ara bende de var, birşey demek için birşey yazıyorum sonra yazdığımda demek istediğimin tam zıttı bir anlam olduğunu fark edip geri siliyorum, hiçbişeyi tam ifade edemiyorum..